Bir Yunan tapınağında tanrının heykelinin yer aldığı, çevresi sütunlu esas bölüm (hacim) cella ile eş anlamlıdır.
Kiliselerde ana mekâna girişten önceki bölüm.
Sanat yapıtının doğal gerçekliğe uygun bir biçimde yapılmasını savunan anlayış. Batı sanatında Rönesans'la birlikte ortaya çıkan Natüralizm, çağımızın başına kadar etkili olmuştur. Natüralist üslup içinde nesneler doğadaki gibi, insan gözünün gördüğü gibi betimlenirler. Araştırıcılar natüralist üslubun ilk belirtilerini İtalyan ressam Giotto'nun yapıtlarında bulurlar. Yine de natüralizmin en olgun anlatımı Rönesans sanatçılarının yapıtlarında görülür.
1. Bitki, çiçek, meyve, gibi doğal ve hareketsiz varlıkları betimleyen resimsel yapıt. Ölü doğa.
2. Hareketsiz ve ölü doğa varlıklarını konu edinen resim.
Açıklamalarıyla 1044 Sanat Terimi
1. Kilise mimarîsinde apsise dik ya da paralel olarak yer alan ve birbirlerinden sütun ya da paye dizileriyle ayrılan uzunlamasına mekânlara verilen ad.
2. Yapılarda sütunlarla ya da payelerle ayrılan her bir bölüm.
3. Kiliselerde birbirinden sütunlarla ayrılan uzunlamasına oluşan mekân.
Sakız ağacı cinsi bir ağaçtan ya da çam ağaçlarından çıkarılan reçineli bir sıvıdır. Bu maddeyi imbikten çekerek elde edilen sıvıya terebentin denir. Toz boyalardan yağlı boya yapmak ve boyaları sulandırmak için kullanılır. Boyalar neft yağında eritildikten sonra içerisine bezir yağı katılmak suretiyle koyulaştırılır. Neft yağı yağlı boyayı çürüttüğü için fırçaları ya da boyanın bulaştığı yerleri temizlemeye yarar. Yağlı boyanın çabuk kuruması için de az miktarda neft yağı ile karıştırılabilir.
Çekilen konuların ters tarafa görüntü veren özelliğe sahip film görüntülerine negatif denir.
Antik dönemlerde kent dışında yer alan mezarlık alanı (ölüler şehri).
Toplu mezar. Arkeolojik şehirlerde mezarlıkların ve toplu mezar yerlerinin bulunduğu bölgeye verilen isim.
XIX. yüzyıl sonları ve XX. yüzyıl başlarında bir sanat akımı. Eski Türk ve İslam sanatından alınmış mimari ve süsleme öğelerinin kullanılması ile ortaya çıkan ilk ulusal akım.
XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Almanya'da ortaya çıkan, ancak Fransa'da daha çok uygulanma olanağı bulan ve antikiteden esinlenerek klasik formlara dönüşü amaçlayan sanat anlayışı ve üslubu.
Neoklasisizm (Yeni Klasikçilik)
Klasik üsluba olan hayranlık yüzünden o nitelikte yapıt vermeyi amaç edinen görüş. Avrupa'da 1770-1830 yılları arası Antik Çağ sanatına özenen resim, heykel ve mimarlık anlayışı. Yunan-Roma örneklerinden alınmış düz çizgili, anıtsal, huzur verici ögelerin birbirlerine ölçü ve sayı bakımından yasalı bir disiplin içinde bağlılığı, çıkıntılı kabartmalardan kaçınma bu sanat üslubunun özellikleridir.
Yeni Klasisizm
Metinlerin kopya edilerek çoğaltılmasında kullanılan yuvarlak karakterli bir yazı üslubu.
Hat sanatında şeş kalem diye adlandırılan, Arap harfleri ile yazılan, yuvarlak ve yumuşak hatlı bir yazı biçimi.
Romalılarda, su ve orman perileri için yapılmış, ön yüzünde sütunlu bir gezi yeri bulunan kutsal çeşme.
1. Duvarda küçük ölçüde ve düzgün girinti.
2. Kendisinden geniş bir mekâna açılan ve duvar içine oyulmuş genellikle üstü kemer ya da mukarnas ile örtülü girinti ya da hücre.
Mimarideki belli formlar ve oranlar sisteminin meydana getirdiği bütüne verilen ad.
1- Küçük ve merkezi nitelik gösteren dairesel leke veya benektir.
2- Merkezi dengeye sahip bir yüzeysel etki öğesidir.
Resimde ve heykelde, gerçek varlık ve desenlere gönderme yapan, figür kullanmayan sanat anlayışı. Figürsüz, soyut resim.
Diğer Sanat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Sanat Terimleri Sözlüğü