Çatının binadan dışarı taşan kenarı ve bunun kenarına eklenen oymalı süslü kısım.
Merdivenlerin dönemeç yerlerinde ve bitimlerinde bulunan genişçe bölümlere verilen ad. Aynı anlamda sahınlık terimi de kullanılır.
1. Camilerde ve bazilika biçimli kiliselerde mihraba ya da apsise doğru uzanan ve genellikle birbirinden kemerli sütun ve ayaklarla ayrılmış bölümlerden her biri.
2. Camilerde mihraba paralel ya da dik olarak uzanan birbirinden sütun sıraları ile ayrılmış ibadet alanıdır.
Fransız Krallık Resim ve Heykel Akademisi üyelerinin sergilerine verilen ad. Sözcük bu sergilerin Louvre'daki Apollon Salonu'nda açılmasından kaynaklanmaktadır. Sergi 1737'den Fransız Devrimi'ne kadar iki yılda bir, daha sonra ise, yılda bir açıldı. Akademizmin katı kurallarına bağlılığından ötürü, ileri sanatsal çabaları reddetmesi yoğun tepkilere neden olunca, 1863'te salona alınmayan sanatçılar için III. Napoleon'un buyruğuyla ayrı bir Salon des Refusés açıldı. 1881'de yeniden örgütlenen salon, hala yeni ve ilerici eğilimlere karşıt tutumunu sürdürmektedir.
Açıklamalarıyla 1044 Sanat Terimi
1- Belli kalıplar içine konulamayan ve estetik olan insan duygularının dışa vurumudur. İnsanların, tabiat karşısındaki duygu ve düşüncelerini çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritm gibi unsurlarla güzel ve etkili bir biçimde ve kişisel bir üslûpla ifade etme çabasından doğan ruhsal bir faaliyettir.
2- İnsanoğlunun ortaya çıkardığı yapıtlarda, güzellik ülküsünün ifadesi. Doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler oluşturma becerisi.
Sanat kuramcısı Arthur Danto'nun 1964'te öne sürdüğü, daha sonraki yıllarda George Dickie tarafından geliştirilmiş; bir şeyin sanat eseri olarak kabul edilmesi için kendi içindeki özellikler dışında doğrudan bağlı olduğu düşünülen sosyal şebeke, ağ.
Birçok diğer ortam gibi sanatın da üretimi ve algılanması sosyal, kültürel ve ekonomik bir ağ içerisinde gerçekleşir. Bu ağın anahtar düğümlerinde sanat üretimi, sanat sunumu, sanat değerlendirmesi ve sanat satışının yer aldığı söylenebilir. Çok farklı şekillerde ve farklı amaçlarla üretilebilen sanat bu ağ sayesinde aynı ekonomiyi paylaşır. Kurumsal sanat teorisine göre bu ağın dışında sanat varolamaz. Sanat dünyasının işlevi, moda sistemine benzer bir sistem içinde, sanat olan ve olmayan arasındaki ikililiği sürekli yenileyerek tekrardan tanımlamak olarak görülebilir.
Bir sanat eserine bütün olarak, ayrıntıları ile toplumsal bağlam içinde bakma, tanımlama, çözümleme, yorum ve yargı süreci.
Özgün düşünce ve ustalık sonucu ortaya çıkan üstün ve değerli eser.
Kişinin eski bilgi ve yaşantılarına dayanarak yeni nesne ve düşünceler ortaya koyması. Kişinin bir tür sentez yapma yetisi. Teknik-malzeme, işlem, öge ve çözümlemeler kullanarak görsel sanat eserleri üretmek; eşsiz, karmaşık, ayrıntılı düşüncelerin esnek ve akıcı üretimi.
Sanatın niteliğini irdeleyen düşün dalı.
Sanatın tarihsel gelişimini inceleyen bir akademik disiplindir. Sanat Tarihi bir bilim dalı olarak 19. Yüzyıl Almanya'sında ortaya çıkmış ve ilk sanat tarihi kürsüsü 1844 yılında Berlin Üniversitesin kurulmuştur. 20. Yüzyıl içinde tüm Dünya üniversiteleri bu alanda eğitim ve araştırmalara başlamışlarsada sanat tarihi ile ilgili çalışmaların daha erken dönemlerde başladığı bilinmektedir. Bunlar arasında antik dönemde Pliginsun daha eski kaynaklara dayanarak resim ve heykel tarihinden söz ettiği "Doğa Tarihi" adlı eseri ayılabilir. Rönesansda bu ilgi yeniden canlanmıştır. Sanat tarihinin bilimsel bir disiplin haline gelişinde Winckelman önemli bir isim haline gelmektedir.
Sanatçı, herkesin duyduğunu, gördüğünü, hissettiğini, düşündüğünü; farklı şekilde duyan, gören, hisseden, düşünen, yorumlayandır. Sanatçı duyulmayanı duyan, görülmeyeni görendir. Güzel sanatların herhangi bir dalında özgün eser veren kişi.
Bir işi ustalıkla yapar.
Sanata ilişkin, sanatla ilgili.
Sanat terimleriyle algı, beceri, düşünce ve duyguların sunumu.
Çizgi, biçim, doku, renk, değer ve mekân gibi görsel sanatlar ögeleriyle bütünlük, denge, ritim, tekrar, oran, vurgu vb. görsel sanatlarda temeli oluşturan düzenleme ilkeleri.
Bir sanat çalışmasında sanat alanları ile sanat dışı alanlar arasında ilişki kurmaktır.
Yeni buluşların üretime uygulanması ve bunların en önemlisi olan buhar gücü ile çalışan makine, makineleşmiş endüstriyi doğurmuş ve bu da Avrupa'da sermaye birikimini arttırmıştır. İşte buna Sanayi Devrimi denilmektedir.
1881'de kurulan Güzel Sanatlar Akademisi.
Toprak, taş, tahta veya mermerden oluşan sandık biçiminde ve üzeri taş, ağaç, mermer kapakla örtülmüş mezar.
Diğer Sanat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Sanat Terimleri Sözlüğü