1. Bir yapının veya eserin yıkılan, harap olan bölümlerinin daha fazla tahrip olmasını önlemek için aslına uygun biçimde onarılmasına verilen isimdir.
2. Tarihsel belge niteliğindeki bir sanat eserinin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için harap olmuş kısımlarının aslına uygun olarak onarılması.
Retrospektif, "geriye bakış" anlamına gelir. "Retrospektif Sergiler" ise bir sanatçının sanat yaşamı boyunca gerçekleştirdiği yapıtlardan örneklerin irdelendiği ve değerlendirildiği toplu sergilemeler için kullanılan bir terimdir.
1. Sütun ve payeler tarafından taşınan kemerler arkasında yer alan, üstü örtülü, önü açık, mimari mekân, sundurma.
2. Ön yüzü kemerli, arkası ana yapıyla birleşik, üstü tonoz, kubbe ya da damla örtülü uzun mekân.
3. Yapıda, duvar önünde, sütun ya da ayaklarla taşınan kemer sıralarının oluşturduğu, bir tarafı avluya açık, üstü örtülü uzunlamasına mekân.
İslam'ın ilk dönemlerinde Arap-İslam ordularının hazır kuvvet bulundurmak amacı ile sınır boylarına inşa ettikleri askeri üs yapılarına "Ribat" adı verilir. Sonradan, han ve kervansaraylar ile tarikat yapıları ve misafirhaneler için geç döneme kadar kullanılan yerleşik bir terim.
Açıklamalarıyla 1044 Sanat Terimi
Türklerin ortaya çıkardığı bir yazı çeşidi. "Mim"lerin gözü kapanmış, "Sin" ve benzeri harflerin dişleri kalkmış, noktalar çizgilere dönüşmüştür. Daha çok el yazısında kullanılır.
1- Bir kompozisyonda farklı unsurların sıra ile ve belirli aralıklarla birbirini izlemeleri.
2- Gözle görülebilir devamlı biçimlerin tekrarı ile elde edilen akıcılık veya devamlılık. Ölçülü vurguların kullanılması. Renkler, motifler veya fırça ve/veya spatul darbeleri ile yakalanan müzikaliteler.
Tarih öncesi çağlara ait, topraktan yapılmış değişik biçim ve formlardaki törensel içki kabı.
1. 1- XVIII. yüzyılda ortaya çıkan süslemeci sanat akımı. Resim sanatında saray yaşamından alınan konular ön plana geçmiş, heykeller dekoratif amaçlı biblolara dönüşmüş, mimaride ise bitkisel motifli bezemeler tavan ve duvar yüzeylerinde süsleme amacıyla bolca kullanılmıştır.
2. Barok anlayışının en son sureci içerisinde duyarlılık üst düzeye cıkmış ve bu süreç barok sanattan farklı özellikler göstermeye başlamıştır. Bu surece Rokoko adı verilir.
3. Fransa'da 18. yy.da baroktan sonra ortaya çıkan bol kavisli, gösterişli bir süsleme üslubu.
Latin ülkelerinde 5. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar devam eden ve Gotik Sanatı'ndan önce gelen sanat stilidir.
Hayal ve aşırı duyguya önem veren sanat akımı.
Duvar vb. yüzeyden bağımsız, çevresinde dönülebilen serbest heykel.
Dairesel planlı her tür Roma yapısının genel adı. Erken Hristiyanlık döneminde bir kilise tipi içinde kulanılmıştır.
Dairesel ve genellikle üsluplaştırılmış çiçek biçiminde bezeme ögesi.
Bir yapının bütün boyutlarını ölçerek plan, kesit ve ölçüsünün yeniden çıkarılmasına rölöve denir.
Kabartma da denir. Bir düzlem üstüne tasarlanıp gerçekleştirilen heykelcilik ürünü. Rölyefte, üç boyutlu heykele özgü niteliklerin yanı sıra perspektif gibi iki boyutlu resimsel ögelerden de yararlanılır. Taşın yanısıra ahşap, metal, seramik, pişmiş toprak, fildişi ve alçı en yaygın kullanılan malzemeleridir.
Avrupa'da 14. yüzyılın sonuyla 15. ve 16. yüzyılı kapsayan bir bilim ve sanat dönemi.
1- Bir tablonun aslına uygun baskı kopyası, özellikle resmin çoğaltılması. Bu işlem genellikle basım yöntemleri kullanılarak yapılır. Bir sanat eserinin bu anlamda çoğaltılması ve röprodüksiyon sayılabilmesi için, özgün yapıtın gerçekte tek nüsha olarak yapılmış olması gerekir. Röprodüksiyonu kopyadan ayıran özellik, onun taklit olmayıp, yalnızca özgün yapıtın özgün tekniği dışında bir teknikle yaniden üretilmesidir.
2- Bir sanat eserinin aslını bozmadan yapılan taklidi, çoğaltımı.
Eser üzerinde sonradan yapılan düzeltmeler.
1. Türk bezeme sanatında yaygın kullanılan stilize yaprak örgesi. Bazı kaynaklara göre kuş kanadının tanınmayacak kadar stilize edilmesiyle oluşturulmuştur.
2. Türk ve İslam sanatında Batı kökenli süsleme motifi. Yarım palmetlerden türediği ya da hayvansal kökenli olduğu araştırıcılarca tartışılan rumi, Batı illerinde arabesk olarak adlandırılır.
3. Anadolu Selçuklularının üsluplaştırdıkları filiz, yaprak ve hayvan motiflerinden oluşmuş dolaşık süsleme.
Bir yapının herhangi bir bölümünü güneş ve yağmurdan koruması için, o bölümden dışa taşkın ve altı boşta olarak yapılan örtü.
Diğer Sanat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Sanat Terimleri Sözlüğü