İçi mukarnaslarla dolu olan pandantif.
Çatı örtüsünü taşıyan yatay kiriş.
Zeus'un bilgelik ve us tanrıçası Metis'ten doğan kızı. (Efsaneye göre Metis hamile kalınca, Gaia Zeus'u uyarmış ve Zeus da Metis'i yutmuş, Athena silahlarıyla birlikte Zeus'un başından çıkmıştır. Bu nedenle Zeus'un kişileşmiş aklı olarak da kabul edilir.)
Sanat eserinin izleyici üzerinde bıraktığı etki, neden olduğu ruh hali.(Atmosphere)
Açıklamalarıyla 1044 Sanat Terimi
Bir sanatçı veya mimarın, heykeltıraşın yapıtlarını tasarladığı ve ürettiği yer, stüdyo. / Küçük endüstri üretiminin yapıldığı ve genellikle sanatçıların çalıştığı ( Marangozluk, Demircilik) imalathane.
1. Eski Roma evlerinde etrafı odalarla çevrili, üstü açık, ortasında havuz bulunan avlu.
2. Bir Bizans kilisesine giriş avlusu.
Bir kişi veya nesneye dair ayırt edici fakat doğrudan algılanamayan özellik, atmosfer. Sanat bağlamında ilk olarak Walter Benjamin tarafından 1936'da "Mekanik Yeniden Üretim Çağında Sanat Eseri" isimli makalede; özgün, el yapımı sanat eserlerinin eşsizliğini dile getirmek için kullanılmıştır.
Fransızca askeri bir terim olan öncü birlik sözcüğünden gelir. Gerek Fransızca'da gerek diğer dillerde kültür, sanat ve politika ile bağlantılı olarak, yenilikçi veya deneysel işler veya kişiler anlamına gelir.
Avangart sanat, kültür, gerçeklik tanımları içindeki kabul edilmiş normları sarsıp sınırlarını değiştirmeyi amaç edinir. Bu normlar sosyal reformdan estetik deneyimlerin değişimine kadar çeşitlilik gösterebilir. (Fransızca: avant-garde, avangard)
1- Bir yapının veya yapı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevrili alan.
2- En az üç yönden yapılar veya yüksek duvarlarla çevrili üstü açık mekân.
İç avlusunun üstü açık olan medreseler için kullanılan bir sanat tarihi deyimi.
1. Paye, taş ya da tuğladan örülmüş taşıyıcı mimari öğe.
2. Kemer ve kubbe ağırlığının üzerine bindirildiği sütun ya da köşeli dayanaklar. Taş, ağaç veya tuğladan yapılmış taşıyıcı ayak.
Örtülü iç mekânlara ışık sağlamak için düzenlenmiş bölüm. Genellikle kubbe ya da çatının ortasında daha yüksek ve etrafı camekânlı ışıklık.
Manastır tonozun üst bölümünü yatay bir düzlemle keserek elde edilen tonoz şeklidir.
Yapılarda dikine konulan ağaçtan destek.
Merkezi mimarlık olan 1940'larda açılan bir sanat okulu.
Sanatçının bir konuyu resmetmek için baktığı varsayılan nokta. ( Viewpoint, Vantage Point)
1. Orta Asya'da Türklerin mezarları çevresine diktikleri tek parça taş. Bunların bazılarında kabartmalar ya da kazıma yazı ve şekiller bulunur.
2. Eski Türklerde kişinin anılması için mezarının veya bazı kurganların etrafına dikilen taş.
Kare ya da piramidal çatıyla örtülü, kare, çokgen veya daire planlı, sütunlarla taşınan küçük açık yapı.
Eski Türklerde kent.
19. Yüzyılın ikinci yarısında Fransa'da Barbizon adlı köye yerleşen Fransız manzara ressamlarının oluşturduğu bir grup. Grubu oluşturanların büyük bir bölümü, izlenimciler gibi açık havada çalışmalarına rağmen resimlerini atölyede tamamlamışlardır.
Diğer Sanat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Sanat Terimleri Sözlüğü