1. Gizlemek.
2. Bazı Kur'an harflerinin gizlenerek okunması.
1. Samimiyet, içtenlik, kalbî ve karşılıksız sevgi, samimi bağlılık, doğruluk, temizlik, saflık, gösterişsizlik, riyanın karşıtı.
2. Tutum ve davranışlarda sadece Allah’ın hoşnutluğunu gözetme, sözün öze uyması, riyakâr ve iki yüzlülükten uzak olma.
3. İnsanın bütün davranışlarında, sözlerinde, inançlarında ve ibadetlerinde yalnızca Allah’ın rızasını gözetmesi.
Saf ve arınmış olmak, kurtulmak. İnancı ve ibadeti Allah’a adamak, Allah’a özgü iyilik yapmak.
1. Hac veya umreye niyet eden kimsenin diğer zamanlarda yapılması helal olan bazı davranışları, bu ibadetlerin esaslarını veya bütün adabını tamamlayıncaya kadar kendisine haram kılması.
2. Hac veya umre yapmak isteyenlerin Kâbe’ye varmadan önce yasakların başladığı sınır yerleri olan (Mi'kat) bölgelerinden birinde niyet ederek giyindikleri dikişsiz, altlı-üstlü iki parçadan oluşan giysi.
Açıklamalarıyla 744 Kur’an-ı Kerim Terimi
1. iyilik etme, iyi davranma.
2. Bağışlama, bağışta bulunma.
3. Bağışlanan şey, kayra, lütuf, inayet, atıfet.
4. Karşılık beklemeden yapılan yardım, iyilik.
Doğru yola girme, hedefe götüren doğru yolu bularak bu yola girme, yol gösterme. Diğer dinleri terk edip İslam dinini kabul etme, hidayete erme.
Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık, uyuşmazlık.
Harekeyi zayıf sesle ve hızlıca okumak.
Aşırı, güçlü istek. Tutku.
Bir konuda özel eğitim görmek, uzmanlaşma.
İçine almak, içinde bulundurmak, içermek, kapsamak.
Çevirmek, dönüştürmek. Bir şeyi değiştirmek.
1. Konuğu ağırlama.
2. Bir şeyi armağan olarak verme, sunma.
3. Sunulan şey.
Kabul etme, doğrulama, onaylama, itiraf etme. Allah'ın varlığına ve birliğine iman eden bir kimsenin Müslüman muamelesi görebilmesi işin inanmış olduğu değerleri sözlü veya fiili olarak dışa yansıtması.
Uyma, tabi olma, birinin peşine düşme. Örnek alma. Cemaatle kılınan namazda imama uyma.
Bir işi yapabilme gücü, Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi.
Ekonomi ile ilgili.
1. Hak olsun, batıl olsun tapınılan her türlü varlık, tanrı, mabut.
2. Tapınılan, yüceliği karşısında hayranlık duyulan, gönülden bağlanılıp sığınılan, duyularla idrak edilemeyen varlık.
1. Gönle doğan şey, kalbe gelen mana, akıl yürütme ve düşünmeye dayanmaksızın elde edilen bilgi.
2. Allah’tan peygamberlerin kalbine gelen ve vahiy şeklinde inen bilgi ve düşünceler.
İslam dininin kurallarını öğretmek işin yazılmış kitap.
Diğer Kur’an-ı Kerim Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Terimleri Sözlüğü