Kalemkeş Eski yazma kitapların veya yazı levhalarının kenarına yaldız veya mürekkeple çizgi çizen kişi. Cedvelkeş ile ilgili bilgilere de bakınız.
Kalemlik Kalemdan ile ilgili bilgilere bakınız.
Kalemsilen Kalemin ucuna toplanan ye kuruyarak pürüzlenen mürekkebi silmekte kullanılan çuha veya sünger.
Kalemtıraş
Kamış yazı kalemlerini açmakta kullanılan uzunca saplı bıçak. Arapçası mibree'dir. Gezlik de denir. Yazı takımları arasında mutlaka kalemtıraş bulunur; sapları kemik, fildişi, sedef, öd ağacı, abanoz, akik, mercan, hünnap veya pelesenkten yapılırdı. Kalemtıraş tığı da denilen bıçakla sap arasında, çoğu zaman pirinçten yapılmış bir bilezik bulunur. Buna pırazvana denilir.
Altın ve gümüşten pırazvanası olan kalemtıraşlar da vardır. Kalemtıraşlar bıçaklarının şekillerine göre: hattatî, kâtibî, servî, küt, söğüt yaprağı, cam kırığı, izmarit; saplarının şekillerine göre; çelik sap, demirhindi; şirmaga (balık derisi kaplı), gümüş pırazvana, altın pırazvana gibi isimler alır. Bıçak üzerinde pırazvanaya yakın yerde çeşitli şekillerde oyulmuş imzalar ve süsleme vardır. Kalemtıraşçılar icazet almadan imza koyamazlardı. Bunlar peştamal kuşanırken, en yaşlı kalemtıraş üstadı kendilerine o güne kadar kullanılmamış isimlerden birini verirdi.
Kalemtıraşın çeşitleri vardır: Hâkk işinde kullanılan, kalemtıraşın adı mihfere, yalnızca kalemin, yarılması işinde kullanılanın adı ise mifrez'dir. Yanlışları kazımak için minik kalemtıraşlar da yapılır ve bunlar çoğu kez orta kalemtıraşların sapı içinde açılan boşluğa yerleştirilir; sapın alt ucundaki kapak açılarak çıkarılırdı. Bunlara yavru kalemtıraş denilirdi.
Kalemtıraşı, Osmanlılar İranlılardan almışlardır. Yavuz Sultan Selim'in İran'dan getirdiği ve ganimetlerin en kıymetlisi saydığı Tebriz sanatkârları arasında kalemtıraşçılar da vardı. Ancak Osmanlı kalemtıraşları da çok zarif ve mükemmeldir.
Kalemtıraş Kını Kalemtıraşı saran, meşin veya ağaçtan yapılmış koruyucu, mahfaza.
Açıklamalarıyla 1054 Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi
Kalemtıraş Tığı Kalemtıraşın madenî bıçak kısmı.
Kalıntı Ebru tekneden alındıktan sonra yüzeyde kalan boyaya denir.
Kalıp
1- Hattatlar arasında cel'î yazıların müsveddelerine verilen ad. Kalıplar çeşitli şekillerde meydana getirilirdi. Bazı hattatlar sulu mürekkeple kaba kâğıtlar üzerine yazarlar ve sonra tashih ederlerdi. Bazıları ise garip usûller denemişlerdir: Recaî Mehmed Şâkir Efendi, kalıplarını makasın, iki ucunu açarak kâğıt üzerinde yürütmek suretiyle yazmış ve makasın iki ucunun bıraktığı çizgileri kalemle çizerek istediği kalıbı elde etmiş; Şefik Bey ise Beyazıt'ta bugün Üniversitenin dış kapısı üzerindeki «Daire-i Umur-ı Askeriyye» yazısını, iki kalemi birbirine bağlayarak, bir günde yazmış. Hattat kalıbı yaptıktan sonra sıra, istenilen yere geçirilmesine gelir, bunu da mücellit yapardı. En sık kullanılanı iğneleme usûlü idi.
2- Ciltçilikte motiflerin, deriye geçirilmesi işleminde kullanılan kalıplar. Önceleri bu iş için demir ve tahta kalıp kullanılırken, sonraları deriyi bozmaması için, sertleştirilmiş deri ve özellikle deve derisi kalıplar kullanılmıştır. Tıraş edilmiş deri parçaları kabartma olacak motifin büyüklüğünde kesilir, 3 cm kalınlığında oluncaya kadar çiriş denilen özel bir kola ile üst üste yapıştırılır. Kuruyunca tahta kadar sert bir blok hâline gelir. Bu, "muşta" denilen âletle dövülerek istenilen ölçüde inceltilir. Mücellit, çizdiği deseni bunun üzerine silker ve bir hakkâka verir; hakkâk, derinin üzerindeki kabartma olacak kısımları yeterince oyarak çukurlaştırır, böylece motif kalıbı elde edilmiş olur.
Kalıp Baskısı Mücellitlerin kitap cildi erine bastıkları süsleme motiflerinin kalıpları üstüne baskı yapmak için kullandıkları âletin adı.
Kalledehu Ketebe ile ilgili bilgilere bakınız.
Kamış Kalem Kalem ile ilgili bilgilere bakınız.
Kanad Şiraze ile ilgili bilgilere bakınız.
Kanatlı Rumî Rumî motifinin iki kola ayrılarak çizilmiş şeklidir.
Kapak
1- Bir kitabın üstünü örten ve cildini teşkil eden mukavva kapaklardan her birisi.
2- Ebruda tekneye kapatılan kâğıttan örtüdür.
Kapak Süslemesi Eski yazma kitaplarda ilk sayfaya kapak olarak yapılan süsleme.
Kaplan Çizgisi Ve Beneği Türk süsleme motifi. Çintamani ile ilgili bilgilere de bakınız.
Karalama
Sipariş almadığı zamanlarda hattatın, eli durmasın diye gelişigüzel karaladığı yazılar. Hattatlar boş zamanlarında harf ve kısa cümleleri, noktalarını koymadan, tekrar tekrar yazarlardı. 9ıYolda giderken veya bir yerde otururken, sağ elinin parmaklan arasında, zeytin büyüklüğünde bir taneyi yuvarlayıp duran hattatlar vardır.
Ord, Prof. Dr. A. Süheyl ÜNVER'in notları arasında rastlanan şu örnek karalamanın önemini çok güzel belirtmektedir.
Hattat Mustafa İzzet Efendi; "Haftada bir gün yazmam, ertesi gün elim hemen değişir. Bu bir günlük istirahattan dolayı yazının bozulan tarafını yalnız ben hissederim, kimse farkında olmaz. Eğer iki gün yazmasam, başkaları da bunu farkeder" dermiş.
Karamemi Kara Mehmedden kısaltılarak söylenmiştir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında nakışhânesi baş ustasıdır.
Karamemivâri Karamemi'nin kendisine mahsus bir zevk ve üslûpta yapılan ve şimdiye kadar başka bir yerde görülmeyip ancak kendisinde bulunan hususiyetlere işaret olmak üzere tarafımızdan söylenmiş ve alâkadarlarca tasvip edilmiş yeni bir terimdir. Bu şekilde başkalarının yaptıklarında görülürse şurasını Karamemivârî yapmıştır denilebilir. Talebemiz arasında bu vâdide de eser verenler vardır.
Karga Mıklep ile ilgili bilgilere bakınız.
Diğer Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü