Bedahşân kırmızısı.
Kitap başlıklarına verilen ad. Başlık veya serlevha da denir. Hüsn-i hatla yazılan ve çerçevelenerek duvara asılan yazılara da levha denilir. Bu yazıların küçüklerine ise kıt'a denilir.
Lika ile ilgili bilgilere bakınız.
1- Mürekkep hokkalarının dibine konulan ham ipeğin adıdır. Arapçası milka'dır. İran'da ise kilke denir. Kamış kalemin, hokkanın dibine çarpıp bozulmasını, kalemin ucunda çok mürekkep kalmasını ve hokka devrildiğinde mürekkebin dökülmesini önlemek amacıyla kullanılmıştır. Lif de denilmiştir. Tuhfe-i hattatın'e göre lika'ya. Peşm, peşençe, lası, gersef, zevane, penag da denilmiştir. Mürekkep tortusundan katılaşan lika çıkarılıp yıkanır, çürüyünce yenisi konurdu.
2- Lika, aynı zamanda yaldız altına sürülen maddenin adıdır. Lâk da denilir. Zamk türünden bu madde önceleri yerli olarak yapılmış, sonra Avrupa'dan gelmeye başlamıştır.
Açıklamalarıyla 1053 Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi
Eskiden kullanılan şeker rengi yazı kâğıtlarından birinin adıdır. Gûnî-i Tebrizî de denmişti. Kâğıt ile ilgili bilgilere de bakınız.
Kûfî'nin çeşitlerinden, hiçbir parçasında yuvarlaklık bulunmayan, düz, dik ve köşeli yazı biçimidir.
Tezhipte ve ciltçilikte kullanılan beyzî ve dilim süsleme motifi.
Hatt-ı Mağribî ile ilgili bilgilere bakınız.
Mücellit terimlerindendir. Kap ile dip (sırt) arasındaki açıklığa verilen addır. Bu kısma meşin veya bez kaplanır. Kapağa hareket kolaylığı sağlar.
Maden, taş, tahta vesaire üzerine demir kalemle çukur veya kabartma olarak yazının oyulması.
Asıl addan başka kullanılan ikinci ada verilen isimdir, şairler şiire başladıkları vakit böyle ikinci bir ad alırlar, onu şiirlerinde kullanırlardı. Devlet memuriyetine girenlerin bazılarına da amirleri tarafından mahlas verilirdi.
Mücerret ile ilgili bilgilere bakınız.
Kâğıt makası ile ilgili bilgilere bakınız.
Deri veya kâğıttan oyma şeklinde yapılan işlere verilen ad. Katı'a ile ilgili bilgilere de bakınız.
Kesme yazı ile ilgili bilgilere bakınız.
Hiçbir parçasında yuvarlaklık olmayan, düz, dik ve köşeli bir yazı biçimidir. Kûfî yazı, bu yazıdan gelişmiştir.
Mikta veya kalem yastığı da denir. Bir karış uzunluğunda, kalınca bir parmak eninde ve yassıdır. Kalemi yonttuktan sonra üzerine koyarak ucunu çıtlatmak için, yani dikine keserek yazı yazacak bir hâle getirmek için kullanılmıştır. Kalemin oturduğu yuvaya hane-i kalem denir. Makta genellikle fildişinden yapılmıştır. Altın kakmalı olanları da vardır. Ama bunlarda da kalemin ucunun geleceği yere ufak ve konik bir fildişi parça yapıştırılmıştır.
Makta ustaları mülga Mevlevî tekkelerinden ve bazen Bektaşî'lerden çıkmıştır. Bu maktaların baş tarafında zarif bir Mevlevi sikkesi ve altında talik yazıyla «Ya Hazret-i Mevlânâ» yazısı vardır. Daha altta hendesî şekillerde çiçekler ve üstatların zarif ve girift imzaları görülür.
N. Rüştü Büngül'ün, Eski Eserler Ansiklopedisi'nde makta yapan üstatlar arasında Bursalı Fahrî, Edirneli Nakşî, Çevrî, Resmî, Fikrî, Rıza ve Eski Reşid adları geçmektedir.
Tavan ve duvarlara alçı ile az kabartma olarak yapılan tezyinat. Kabartmalar gayet az kalınlıktadır ve ekseriya bir santimi geçmez. Bu tarz işe malakarî denilmesi, mala gibi küçük bir aletle yapıldığı içindir.
Eskiden, 20 sayfadan ibaret cüz yerine kullanılan bir terimdir.
Yazmalarda sayfa kenarına konan ye metinde dikkati çekmesi gereken noktayı işaret eden küçük yazılar; bu yazıların süslenmesi.
Diğer Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü