Eğitim Sitesi

Online Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü

Buketti Şemse

Bir kaideden, bir sap üzerinde tek merkezden çıkartılarak, tabiatta olduğu gibi, dalların ortasına veya ucuna küçüklü büyüklü çiçekler oturtularak şemse hâlinde toplanmıştır. Bazen bu dallar bir vazonun içinden çıkartılmıştır. Buketli, şemseler oyma şeklinde veya kızdırılmış kalıpla deri üzerine yapılmış, kap üzerindekiler özellikle elle işlenmişlerdir.

Bulut

XV. ve XVII. yüzyılda yaygın olarak kullanılan tezhip motiflerindendir. Stilize edilmiş ve kıvrımlarla uzatılmış bir bulut izlenimi verir. Yardımcı motif olarak kullanılır ve süslemeyi doldururlar. Bazen da desenin çıkış noktasını simgeleyen zemin olarak kullanılmıştır. Çin bulutu da denilmiştir.

Nakışlar arasında yer alan, stilize edilerek bir bulut izlenimi veren ve münhanilerle uzatılmış özel bir formdur. Çin bulutu da denir.

Bulutlar

Süsleme sanatlarında kullanılan bulutlar, doğanın bir elemanı olma fikriyle değerlendirilip kullanılmışlardır. Bulutlar kendi hatlarını devam ederek çizilirler ve başka motiflerle karışmazlar. Çizim şekillerine ve kullanım özelliklerine göre rumiler gibi isim alırlar

Bülük-ü Rumiyan

Memleketimizin yerli sanatkârları toplu hâlde çalışır ve zevkimizi dışarıdan gelecek etkilere karşı korumak isterlerdi. Bir araya toplandıklarında onlara «Anadolulular bölüğü» anlamına Bölük-ü Rumiyan denirdi.

Açıklamalarıyla 1053 Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi

Cam Mühre

Kağıt mühresi türüdür. Yumurta büyüklüğündedir, camdan yapılmıştır.

Cava(Cavî) Kalemi

Cava'da yetişen bir bitkiden yapılan bu kalem abanoz gibi sert ve içi doludur. "Hacı Hattat Efendi üç Cava kalemi açmıştır: Yazı kalemi, Hereke kalemi, Secavent kalemi..." Hattatlar ince çizgi çizmek ve küçük yazılan yazmak için bu kalemi kullanırlardı. Pirinç üzerine yazılan iblâs sûreleri, sancak Kuranları, bu kalemle yazdırdı.

Cedid

Eski kâğıtlardan birinin adıdır. Kâğıdın başında Arap harfleriyle ve soğuk damga ile "eser-i cedit" yazılı olduğu için bu adı almıştır.

Cedvel

Yazma kitaplarda ve levhalarda yazıyla kenarı ayırmak üzere altınla çekilen çizgilere verilen ad. Tek çizgi veya biri kalın biri ince iki çizgiden ibarettir. Kırmızı (lal) ve başka renkli cetvel de kullanılmıştır. Jengârla yapılan tirşe renkli cetveller, jengâr kâğıdı yiyerek sayfayı yırttığı için, makbul değildir.
Yazıyı çerçeveleyen çizgi.

Cedvel Çekmek

Yazmalarla, levhaların sayfa kenarlarına çizgi çekilmesine denir. Cetveli müzehhipler çekebildiği gibi bu işi kendine meslek edinenler de vardı, bunlara cedvelkeş denirdi.

Cedvel Kalemi

Cedvel çekmeğe mahsus kalem, tirling.

Cedvelkeş

Yazma kitapların sayfa kenarlarına ve yazı levhalarının etrafına yaldız veya mürekkeple çizgiler çekerek onları çerçeve içine alan sanatkâr. Kalemkeş de denir.

Celi

Hattın kalın nevileri hakkında kullanılan bir terimdir, özellikle büyük levhalarda veya taş üzerine yazılan kitabelerde kullanılmıştır.

Celi Divani

Harekesiz yazılan divaninin XVI. asırda İstanbul'da doğan harekeli, süslü ve haşmetli şekline celi divani adı verilmiş, bu da devletin üst seviyedeki yazışmalarında kullanılmıştır.

Celi Kalemi

Büyük boydaki yazılar için kullanılan kalemlere denir. Ya çok kalın kamıştan veya her hattatın kalem açışına göre, tahtadan yapılırdı. Çok büyük yazılar için bu tahtadan kalemin kat'ı boydan boya kesilir ve mürekkebin kolay akmasını sağlamak için içine sünger yerleştirilirdi.

Celi Sülüs

Sülüs yazının (yaklaşık 9 mm.) daha kalın yazılanına verilen addır. Sülüs yazıya göre bu yazıda hatlar daha belirgin bir hâl alır.

Celi-Nüvis

Celî yazıyı güzel yazan sanatçı; büyük yazı yazan.

Celil

Celî yazının Abbasiler dönemindeki adı.

Cemaati Nakkaşân

Toplu halde bulunan nakkaş ve ressamlar demektir. (Sanatkâr kurumu mânasına gelen bir tâbirdir. Saray teşkilâtı arasında geçtiği gibi Yeniçeri teşkilâtı arasında da geçer.)

Cemâati Nakkaşânı Hasse

Topkapı Sarayında müstakil bir binada çalışan ve sırf saraya ait bazı ve kitaplar ve ciltlerle meşgul olan zümreye ıtlak olunur.

Cemâati Rum Nakkaşları

Şarktan XVI ncı asrı başında mahdut sayıda ressam ve müzehhip getirildikte bunların görüşler ve zevkleri Türk zevkine uymadığından ve Türk san'atkâriyle geldikleri Türkiye'de menfaatlerine halel gelir korkusuyla her nedense geçinemediklerinden nakış haneleri onlardan ayrılmış ve milli sanatkârlarımız bu isimle anılmıştır. Türkler bu sayede kendi milli zevklerine yabancı bir tesir karıştırmamışlardır.

Diğer Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri

İlk Sayfa ... 4 5 [6]7 8 ... Son Sayfa

Terimler Sözlüğü Ana Sayfa

Açıklamalı Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü