Kokon İçine yumurta ya da tohumların bırakıldığı yapı.
Kokus Bir mikrondan küçük yuvarlak bakteri.
Kokuşma (Pütrifikasyon) Otoliz olayı sonucu büyük moleküllü organik bileşikler parçalanarak küçük moleküllü bileşikler oluşur. Proteinler aminoasitlere, karbonhidratlar monosakkaritlere, yağlar yağ asidine ve gliserine dönüşür. Bu küçük moleküllü bileşikler bakteriler tarafından parçalanmaya başlar. Bir üründe bakteri faaliyetlerinin başlaması, kokuşma başlangıcı olarak kabul edilir. Bakteriler bu bileşikleri parçalayarak parçalanma sonucunda amonyak, karbondioksit, hidrojen sülfür, çeşitli organik asitler, trimetil amin gibi ürünler açığa çıkarırlar. Bu bileşikler etin rengini değiştirir, yapısını bozar, yumuşatır, kokusunu ağırlaştırır. Bu nedenle bu olaya kokuşma (pütrifikasyon) denir.
Kolajen Bağ doku lifleri içinde bulunan ve kaynatılınca jelatine dönüşen protein.
Kolaylaştırılmış Difüzyon Yağda erime özelliği olmayan bazı molekül ve iyonların (glikoz ve aminoasitler), çok yoğun ortamdan az yoğun ortama taşıyıcı protein moleküllerine tutunarak geçmeleridir. Taşıyıcı moleküllerle birleşen bu moleküller, lipit tabakasına temas edince erir ve geçiş yaparlar. Geçtikten sonra birleşik yapı dağılır ve taşıyıcılardan ayrılır.
Açıklamalarıyla 2080 Biyoloji Terimi
Koledok Karaciğer ve öd kesesi kanallarının birleşmesinden oluşan, safrayı bağırsağa veren kanal; öd kanalı.
Koledok Kanalı Karaciğer hücreleri tarafından üretilen safrayı onikiparmak bağırsağına taşıyan kanal; safra kanalı; öd kanalı.
Koleoptil Tek çenekli bir bitki sürgününün açılmamış olan yaprağını saran silindir biçimindeki kılıf.
Kolesistokinin İnce bağırsaktan salgılanan ve karaciğeri uyaran hormon.
Kolesistokinin Onikiparmak bağırsağından salgılanan, safra kesesinin safra çıkarmasını uyaran hormon.
Kolestrol Hayvansal yağ ve dokularda, yumurta sarısında bol miktarda bulunan, vücuda hayvansal besinlerle giren, karaciğer ve böbrek üstü bezinde de sentezlenen, yağ asitlerinin emilimini kolaylaştıran, deri yüzeyinde D vitamini, karaciğerde safra, böbrek üstü bezi ve eşey bezlerinde çeşitli steroit hormonların sentezinde öncül maddeyi oluşturan steroit yapıdaki lipit.
Koleteral Ksilem ve floemin üst üste bulunması.
Kolineerik RNA'nın nükleotid kodonlarının linear dizilimiyle, polipeptitte bu dizilişle kodlanan amino asitlerin lineer sıralanışı arasındaki haberleşme.
Kollenkima Gövde ve yaprak sapın da epidermisin hemen altında bitkiye des tek sağlayan ve köşeleri kalınlaşmış hücrelerden oluşan dokudur.
Kolloblast Ktenoforlar'da avı yakalamak için kullanılan yapışkan hücre.
Kolloid İki fazlı bir sistemdir. Parçacık büyüklüğü 1-100 milimikron olan bir faz, ikinci fazın içinde dağılmıştır. Tiroid bezinde olduğu gibi bir boşluğun çevresinde bir sıra halinde bulunan küçük epitel hücreleri tarafından salgılanan jelatinimsi madde.
Kolloit Asılı kalan kabarcık büyüklüğü 1-100 mμ (milimikron) olan heterojen karışım.
Koloni Aralarında işbölümü yapan tek hücreli organizmaların bir araya gelerek topluluk oluşturmaları.
Kombinasyon Bir nesne grubu içerisinden sıra gözetmeksizin yapılan seçimler.
Komensalizm Birlikte yaşayan iki tür arasında bir katılımcının bu birliktelikten fayda sağladığı diğerinin ise etkilenmediği yaşam şekli.
Diğer Biyoloji Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Biyoloji Terimleri Sözlüğü