Bir önermenin almış olduğu doğru ve yanlış değerlerin bütünü.
Davranışa genetik etkenlerin katkıda bulunması.
Genel olarak, belirli insani özelliklerin sonradan kazanılmış olmayıp, doğuştan getirildiğini öne süren anlayış. Daha özel olarak da epistemolojide, bilgimizin en azından bir bölümünün ya da bilgi için temel oluşturan kavram, ilke ve fikirlerin doğuştan olduğunu savunan öğreti.
Fikir sistemi. Öğreti. Bir düşünürün belli bir konuda ileri sürdüğü ve savunduğu görüş.
Açıklamalarıyla 1083 Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimi
Bir önermenin niteliğini değiştirmeden öznesini yüklem, yüklemini özne yaparak eş değerini bulma işlemi.
1- Temelinde,birbirine indirgenemeyen iki prensibin veya cevherin mevcudiyetine inanç bulunan her sisteme denir.
2- Herhangi bir alanda birbirinden bağımsız, birbirine indirgenemez iki töz (madde ve ruh gibi) kabul etme görüşü.
Duygusal yaşamda tekrar tekrar karşılaşılan uyarıcıyı organizmanın belli bir süre sonra kanıksamamasıdır. Örneğin: Annesi tarafından sık sık azarlanan bir çocuk, bir süre sonra annesinin azarlamasına karşı duyarsızlaşabilir.
Belirli nesne, olay ya da kişilerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim.
Organizmanın iç ve dış çevreden gelen uyarıcıları duyu organı aracılığı ile alıp sinirsel enerji haline dönüştürmesi sürecine duyum denir.
1. Beş duyunun verilerini doğru kabul eden görüş. Duyu algılarının dışındaki bilgi kaynaklarını reddeden bu görüş, zihnin soyutlama gücüyle elde ettiği kavramların bilgi olduğunu da reddeder. Temsilcileri: George Berkeley, Condillac
2. Her türlü bilginin kaynağı olarak duyuları gösteren öğretidir.
3. Genel olarak, tüm bilgilerimizin duyumlardan türediğini; bütün zihin hallerinin, tüm bilinç içeriklerinin çağrışım yoluyla duyumdan türediğini savunan öğretidir.
Duyu organlarının bir uyarıcıyı almaya başladığı sınırdır.
Beynin duyusal işlevlerle ilgili olan kısmı.
Duyu organlarının çevredeki uyarıcılara alışkanlık göstererek, onlara tepki vermemesidir.
Materyalizmle idealizm arasında bir uzlaşma çabasıdır. Descartes'a göre varlık madde ve ruh olmak üzere iki cevherden oluşur. Ruhun işlevi düşünmek, maddenin işlevi uzayda yer kaplamaktır. Evrendeki nesne dünyasındaki varlıklar salt madde, Tanrı ise salt ruhtur. İnsanda madde ve ruh bir aradadır.
1- Fizyolojik olan ve tüm canlılarda görülen güdülenme durumları. Örnekler; açlık ve susuzluk.
2- Organizmadaki eksikliği gidermek için doğan güçtür.
3- Davranışa veya faal çabalamaya iten güç.
Olay ve nesneler yerine onların simgelerini (işaretlerini) kullanarak yapılan zihinsel bir işlem ve sorunlara çözüm arama yoludur. Düşünme yeteneği en fazla olan canlı insandır. Fare, maymun gibi üst düzey canlılarda da düşünme yeteneği vardır. Fareler eski deneyimlerinden yararlanarak karşılaştıkları problemleri çözebilirler.
Belli bir toplumda, bir arada yaşamayı mümkün kılan ilişkilerin, o toplumun gereksinimlerine uygun olarak hukuk temelleri üzerine kurulmasıdır.
Anne ve baba.
Belirli bir durumla karşılaştığında kişinin yapabildikleri.
Olumlu pekiştirecin elde edilmesini ya da itici olaylardan kaçma ve kaçınmayı sağlayan davranımı öğrenme.
Diğer Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimleri Sözlüğü