Söz biliminde bir duyguyu, bir düşünceyi veya bir olayı aşırı derecede büyüterek veya küçülterek anlatma: Kalbimin derinliklerinde dalgalanan ummanlar, Bu kız peri güzeli vb.
Bir durumu olduğundan çok ya da az göstermek. Abartmak işi.
Örnek :
- Bütün gün çalışmaktan iğne ipliğe döndü.
- Alem sele gitti gözüm yaşından
- Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
- Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
- Yürümekten ayaklarım koptu.
- Bir kükrerse yer yerinden oynar.
Bir ünlüyle biten veya bir tek ünlüden oluşan ve ünlüsü kısa olan hece. A-ra-ba, ba-ba gibi.
1- Geniş halk kitlelerini ilgilendiren konuların, yine bu kitlelere o sahanın uzmanı kişilerce bir toplantı salonunda anlatıldığı etkinliklerdir. Geniş bir salon seçip seyirci toplanır, önceden belirlenen konu bu seyircilere sahanın uzmanı, tanınmış kişilerce anlatılır.
2- Güncel sorunların herkesin izleyebileceği biçimde açık olarak tartışıldığı toplantı.
Açıklamalarıyla 596 Türkçe-Dil Bilgisi Terimi
Kendisinden önce gelen kelime veya kelime gruplarını daha açık ifade etmek ve anlamı güçlendirmek için kullanılan kelimeler veya kelime grupları.
Bir kısaltmanın açık yazılışı.
1. Canlı ve Cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan kelime türü: Ayşe, ağaç, toplum vb. Adlar özel ad, tür adı, somut ad, soyut ad, topluluk adı türlere ayrılır.
2. Bir oluş ve kılış bildiren fiilin dışında kalan ve ad gibi çekilebilen kelime sınıflarının tümüne verilen ad; ad, sıfat, zamir, edat, bağlaç ve ünlemi içine alan geniş kapsamlı ad; ad soylu söz: ağız, dil, pınar, yürekli vb.
1- Yüklemi ek eylemle çekimlenmiş bir ad ya da ad soylu sözcüğün bulunduğu cümlelerdir.
Örnek :
Bu yaşlı kadın, olayın tek tanığıymış.
2- Yüklemi çekimli bir fiil değil ad veya ad soylu bir kelime olan ve cevher fiili eklerinin geniş zaman, şimdiki zaman ve geçmiş zaman çekimleri ile yargıya bağlanan cümle.
Bir sözcük ya da sözün, benzetme amacı güdülmeden, anlamca ilgili olduğu başka bir sözcük ya da söz yerine kullanılmasıdır. Bu mecaz türüne, "düz değişmece" de denir.
Örnek :
Beyaz Saray bu olaya sıcak bakmıyor. (Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı)
Soba yandı (İçindeki odun - kömür)
Çankaya bu yasayı onaylamaz (Cumhurbaşkanlığı)
Okul geziye gitti. (Okuldaki öğrenciler)
Mozart'ı severim. (Mozart'ın bestelerini)
Doğu kan ağlıyor. (Doğu yönündeki bölgeler)
Bir sözü benzetme amacı gütmeden bir başka söz yerine kullanmaktır.
Sözcüklerin yeni anlamlar yüklenmesinde bir etken de ad aktarmasıdır.
Örnek :
"Sinema" için "beyaz perde"
"seçime katılmak" yerine "sandık başına gitmek"
Yüklemi çekimli fiil değil ad veya ad soylu bir kelime olan ve cevher fiili eklerinin geniş zaman, şimdiki zaman ve geçmiş zaman çekimleri ile yargıya bağlanan cümle: Ankara'da havalar yazın çok sıcaktır.
Bir adın hâl (durum) ekleriyle girdiği çekim.
Adı başka sözcüklerle ilişkilendiren ekler."-i"belirtme, "-e" yönelme, "-de"bulunma, "-den"çıkma durum ekidir.
İsim fiil.
Ad-fiil: Fiilin kök ve gövdelerine getirilen belirli eklerle fiilin bir ad gibi kullanılması; ad gibi kullanılan fiil. Türkçe mak, ma, -ış/-uş ekleriyle yapılan üç türlü ad-fiil vardır: anlaş-mak, çalış-ma, görün-üş vb. Ad fiiller zaman ve kişi göstermezler.
Somut veya soyut varlıkları veya onların vasıf, durum ve ilişkilerini gösteren ve yapı bakımından bölünemeyen ad: el, ayak, baş vb.
Eylem dışındaki mastar eki alamayan sözcükler.
En az iki adın, aralarında anlam bağlantısı kurarak oluşturduğu, bir nesnenin parçası olduğunu ya da bir nesnenin başka bir nesneyle tamamlandığını gösteren ad takımıdır. Ad tamlamalarında kullanılan tamamlayıcı öğeye tamlayan, birinci nesnenin parçası durumunda olan ikinci öğeye ise tamlanan denir.
Örnek :
Denizin sesi bir melodi gibi geliyordu kulağıma.
Kış ayları burada oldukça ılıman geçiyor.
Ona hediye olarak yün gömlek aldım.
En az iki adın bir araya gelip birbirini tamamlamasıyla oluşan sözcük öbeklerine ad tamlaması denir. Tamlamalarda ilk sözcüğe tamlayan, ikincisine ise tamlanan denir.
-mak, -ma, -ış/-uş ekleriyle kurulmuş ve grup sonunda yüklem görevi almış bir ad-fiil ile bunun anlamını tamamlayan özne, nesne, zarf ve yer tamlayıcısı ögelerinden oluşan kelime grubu: Çitlembik çalmak için yüksek duvarları aşarak bu bahçeye bir defacık girmek. (Ö. Seyfettin, İlk Düşen Ak, s.83).
Diğer Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü