Anlamları bakımından birbirine karşıt olan; birbirine zıt anlam taşıyan (kelimeler): acı/tatlı, zor/kolay vb.
Nesne, durum, görev, iş, hareket bakımından birbirine karşıt (zıt) kavramları karşılayan sözcüklere denir.
- Küçük çocuk, büyük adamında yanında geziyor.(küçük-büyük)
- Uzun kalem kullandıkça kısaldı. (uzun-kısa)
- Güzel kızla evlenmek varken, gitti çirkin kızla evlendi. (güzel-çirkin)
1- Kitaplıktaki kitapları ya da belli bir daldaki gereçleri nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter ya da fişler toplamı.
2- Çeşitli kurum veya kuruluşların ürünlerini tanıtan, gösteren liste, kitap, fihrist.
Sekreter, yazman.
Açıklamalarıyla 594 Türkçe-Dil Bilgisi Terimi
Ayrı hecelerdeki iki ünlünün bir tek ünlüde veya birden çok hecedeki seslerin tek hecede toplanması olayı. Bu olay daha çok kelime birleşmelerinde görülür: gidemedim (>ket-e-umadum), sekiz on > seksen, dokuz on > doksan, cumartesi (>Cuma ertesi) gibi.
Bilindiği gibi dilimizde iki sesli harf yan yana gelemez. Sonu sesli ile biten bir sözcüğe yine sesli ile başlayan bir ek getirildiğinde araya okumayı kolaylaştırmak için bir sessiz harf girer. Buna kaynaşma, getirilen harflere de kaynaştırma harfleri diyoruz. Bunlar "y-ş-s-n" dir. Örnek : Ali-y-i, kardeşi-n-e, anne-s-i.
Kaynaştırma harfleri "y, ş, s, n" ünsüzleri.
1. Tek başına anlamı olan ya da cümle kuruluşlarında anlamın tamamlanmasına yardım eden ses veya ses topluluğuna sözcük (kelime) denir.
2. Bir veya birden çok heceli ses öbeklerinden oluşan, aynı dili konuşan kişiler arasında zihinde tek başına kullanıldığında somut veya soyut bir kavrama karşılık olan yahut da somut ve soyut kavramlar arasında geçici ilişkiler kurmaya yarayan dil birimi. Söz, sözcük.
Söz öbeği. En az iki sözcük tarafından oluşturulan grup.
Yapıları, görevleri ve nitelikleri bakımından, kelimelerin cümle içindeki işleyişlerine göre ayrıldıkları her bir bölüğü. Türkçede sekiz kelime türü vardır: 1. ad, 2. sıfat, 3. zamir, 4. zarf, 5. edat, 6. bağlaç, 7. ünlem, 8. fiil. Bunlar genel bir sınıflandırmada ilk yedisi varlık ve nesnelerle ilgili ad, sekizincisi de oluş ve kılış gösteren fiil olmak üzere iki ana türde toplanabilir.
Tek heceli kelimelerde çoğunun, çok heceli, kelimelerde hecelerden birinin ötekilere göre daha yüksek ses tonuyla, daha baskılı olarak ve öteki hecelerden daha belirgin biçimde söylenmesi: Bir ka'yık, 'hemen, 'Ordu gibi.
Nesnelerin sayıca bir parçasını belirten sıfatlar; tam sayıların bir parçasını, kesirli sayıları gösteren sayı sıfatları. Beşte bir, yüzde yetmiş vb.
Nesnelerin sayıca bir parçasını belirten sıfatlar; tam sayıların bir parçasını, kesirli sayıları gösteren sayı sıfatları. Beşte bir, yüzde yetmiş vb.
(') biçimindeki noktalama işareti.
Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber.
Yalnızca ünlü veya ünsüz +ünlü kuruluşunda olan hece; ünlüsü kısa olan hece: o-lu-şum, ki-şi, bi-ze gibi.
En az dört dizeden oluşmuş koşuk ya da koşuk parçası.
Bir temel cümle ile temel cümleye Far. ki T. kim nispet zamiri ile bağlanan açıklayıcı bir yardımcı cümleden oluşan birleşik cümle: Kim nispet zamiri genellikle tarihi devir metinlerinde yer almıştır.
Yunan neferleri tamamıyla inandılar ki Anadolu toprağını vücutlarında iken terk etmek saadettir. (Y.K. Beyatlı, Eğil Dağlar, s.70)
Sözcüklerin çok anlamlı olarak kullanılmasında kinayenin de büyük bir önemi vardır. Kinaye bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek bir biçimde kullanılmasıdır. Kinayede gerçek anlam verilir, mecaz anlam kastedilir. Örnek :
Bu çocuğun elinden tutsan ne kaybedersin?
Bulmadım dünyada gönüle mekan
Nerde gül bitse etrafı diken
Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın?
Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın tekil ya da çoğul olarak belirtilmiş biçimi: Bildirme kipleri, isteme kipleri vb.
Diğer Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü