Resmi nitelik taşıyan işlemlerde kullanılması zorunlu dil.
Başkasından duyulma. Söylenti.
Bildirme ve tasarlama kiplerine, ek fiilin duyulan geçmiş zamanının getirilmesiyle oluşturulan birleşik kip. Görülen geçmiş zaman kipi ile emir kipinin rivayet birleşik kipleri yoktur.
1- Toplumların ve fertlerin başından geçmiş veya geçmesi mümkün olayları geniş olarak, ayrıntılarıyla anlatan yazı türüne roman denir. Roman; bir hayatı, hayatın akışını değiştiren büyük olayları, insanı ilgilendiren her türlü konuyu işleyebilir.
2- İnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür.
Açıklamalarıyla 596 Türkçe-Dil Bilgisi Terimi
18. Yüzyıl sonunda başlayan, duygu; coşku ve sembole aşırı yer veren sanat akımı. Duygusal eğilim. Romantik ortam veya durum.
1- Bir gazetecinin her hangi bir yeri, bir kurumu gezerek, orada gördüklerini kendi görüşleri ile birleştirerek yazdığı gazete yazılarına röportaj denir.
2- Konusu bir soruşturma, araştırma olan gazete veya dergi yazısı.
Bir sayfa üzerinde alt alta ve yan yana gelen kelimelerden oluşan dizi.
Toplum hayatındaki aksayan yönlerin, düzensizliklerin, insanların çeşitli konulardaki beceriksizliklerinin ve zayıflıklarının anlatıldığı yergi şiirlerine satirik şiir denir.
1. Varlıkları, miktar, sıra, üleştirme, topluluk vb. bakımlardan belirten sıfatlar: Üç gün, ikinci çocuk, üçer elma vb.
2. Varlıkların miktarını tam veya ondalık sayılarla belirten, onların belli bir sıralama içindeki yerini gösteren veya bir paylaşımdaki dağılımı ifade eden sıfatlara sayı sıfatları denir.
Tiyatro oyunu, piyes, film, dizi film vb. eserlerin sahnelerini ve akışını gösteren yazılı metin.
"f, s, t, k, ç, ş, h, p" ünsüzleri.
Sert ünsüzden sonra gelen "c, d, g" ünsüzlerinin "ç, t, k" olması. Benzeşme.
1. Ses organlarının bir hareketiyle oluşan ve duyulabilen hava titreşimlerine ses denir.
2. Akciğerlerdeki havanın gırtlaktaki ses tellerine çarparak meydana getirdiği titreşimlere ses denir.
3. Ciğerlerden gelen havanın ses yolunun herhangi bir noktasındaki boğumlanmasıyla oluşan ve yayılan kulakta, bir ünlü olarak veya bir ünlü ile birlikte algılanan titreşim: a, m, n, y, s.
Dilin seslerini inceleyen dal.
"a,e" geniş ünlüsüyle biten sözcüklere "-yor" şimdiki zaman eki getirildiğinde, bu geniş ünlüler daralıp değişerek "ı,i,u,ü" olur.
Örnek :
bekle-yor bekliyor
Oyna-yor oynuyor
Kimi sözcüklerin çekimlenişinde veya türeyişinde, bir sesin düştüğü görülür.
a) Ünlü Düşmesi :
İki heceli olan kimi sözcükler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecelerinde bulunan ünlüyü düşürürler. Buna orta hece düşmesi de denir.
Omuz um omzum
oğul u oğlu
Kahır ol kahrol
seyir et seyret
Ayır ıntı ayrıntı
sıyır ık sıyrık
Yalın ız yalnız
yanıl ış yanlış
b) Ünsüz Düşmesi :
Bazı sözcükler, çeşitli etkilerle birleşirken sözcüğün sonundaki ünsüz harf düşebilir. Bu olaya ünsüz düşmesi adı verilir.
Yumuşak cık yumuşacık
sıcak cık sıcacık
Yüksek yüksel
küçük küçül
Rast gelmek rasgelmek
ast teğmen asteğmen
Bazı bileşik sözcüklerin oluşumunda bir hece veya ses düşmesi meydana gelir.
Sözcükler kimi eklerle birleşirken zaman zaman araya başka yeni sesler girer. Türkçe'de ses türemesi olayına fazla rastlanmaz.
Birisine seslenme özelliği gösteren ünlem.
Sert ünsüzle biten bir sözcüğe yine ünsüzle başlayan bir ek getirilecekse, bu ekin başındaki ünsüz, sertleşir. Buna ünsüz uyumu ya da ünsüz benzeşmesi denir. Örnek : milletce değil millet-çe
Ünsüzler ile ilgili bilgilere bakınız.
Diğer Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü