Birleşik cümlelerde, yan cümlecik temel cümleye şart anlamı katarak bağlanmışsa, bu tür cümlelere şart birleşik cümle denir. Şar birleşik cümlelerde yan cümlecik "-sa, -se" ekiyle oluşturulur.
Örnek :
Bakarsan kimin geldiğini görürsün.
Basit zamanlı bir eylemin sonuna ek eylemin koşulunun (-se) getirilmesiyle oluşturulan zamana koşul(şart) birleşik zaman denir.
1. Eylemin, yargının gerçekleşmesini şarta bağlı olarak bildiren cümlelere şart cümlesi denir.
Örnek :
Görürsem selamını söylerim.
2. Temel cümleyi yargı bildirmeden zaman, şart, sebep ve benzetme işlevi ile tamamlayan zarf görevindeki yardımcı cümle türü. Fiil kök ve gövdeleriyle ek-fiile - SA şart ekinin getirilmesi ile kurulur. Şart eki geniş zaman kipinden sonra da gelebilir:
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
(Y.K.Beyatlı, Kendi Gök Kubbemiz, s.83)
İletiyi dışa vurmada kullanılan araç.
Açıklamalarıyla 596 Türkçe-Dil Bilgisi Terimi
1- Seslerin, ritimlerin, uyumların kaynaşmasıyla en güçlü duyguları, izlenimleri, coşkuları canlandırma ve etkileme sanatı; koşuk.
2- Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin kullanılmasıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım.
Şiirsel metinlerde kullanılan dil. Sanatsal işlev.
İş ve anlatışın aynı anda yapıldığını bildiren zaman. "-yor" eki ile yapılır.
1. Fiilin gösterdiği oluş ve kılışın içinde bulunulan zamanda başladığını ve sürmekte olduğunu bildiren kip. Bu kip 1. -(ı)yor/-(u)yor, 2. -mak-ta ekleriyle kurulur. okuyabil-iyor-um: Şimdiki zaman eki
2. Eylemin söylendiği anda yapılmakta olduğunu belirten kipe şimdiki zaman kipi denir. Şimdiki zaman kipi; eylem kök ya da gövdelerine ünlü uyumuna göre (-i)yor eki getirilerek yapılır.
1. Bir dilin bilinen tarihsel süreci içinde ortaya çıkan, ses ve biçimsel farklılıklar gösteren kollarından her biri.
2. Şive bir dilin, bilinen tarihi seyri içinde ayrılmış olup bazı ses ve şekil ayrılıkları gösteren kolları, bir kavmin ayrı kabilelerinin birbirinden farklı konuşmalarıdır... Kırgızca, Kazakça, Özbekçe, Azeri ve Osmanlı Türkçesi vb. Türkçenin şiveleridir."
Ek.
Bir varlığın kaynağını, ham maddesini bildiren, tamlayanı ve tamlananı ek almayan tamlama.
Bir adın başka bir ad, zamir veya sıfatla birlikte oluşturduğu kelime grubu. Varlığı karşılayan söz öbekleri.
Tamlamadaki ikinci ve asıl öge.
Tamlamadaki birinci öge.
Bir kimseyi iğnelemek, onunla alay etmek amacıyla bir sözü gerçek anlamının tam karşıtı bir anlamda kullanmaktır.
Örnek :
Randevuna sadıkmışsın, beklemekten kök saldık.
O kadar çok konuştu ki söylediklerinden hiçbir şey anlamadık.
Biraz daha hızlı yürürsen karıncalar bile bizi geçecek.
Bir konu üzerinde karşılıklı olarak olumlu ve olumsuz fikir yürütme, bir fikre karşı olan fikri savunma hali; karşı karşıya durum alıp zayıf tarafları aramadır tartışma.
Fiilin olumlu veya olumsuz yöndeki gerçekleşmesini, tasarlanan dilek, istek, şart, gereklilik veya emir kavramları içinde veren kipler: git-se, gid(t)-e, gid(t)-er- se, git-meli, git-sin vb.
Sözcükleri tek heceden oluşan dil.
Aynı cinsten olan varlıklardan bir tanesini anlatan adlara tekil ad denir. Örnek : kedi, kuş, ev
Bir nesneyi, bir oluş ve kılışı karşılamak üzere; aynı, yakın ya da zıt anlamlı ve eşit görevli iki kelimenin oluşturduğu kelime grubu: gürül gürül, ışıl ışıl vb. Tekrar grupları cümlede ad, sıfat ve zarf görevi yüklenirler: Tatlı tatlı konuşmak yerine insanlar birbirlerini neden kırarlar ki!
Diğer Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü