Selçuk, Bursa, Edirne, klasik, barok, rokoko, yeni klasik, uyanış gibi bölüm ve karışımlar gösterir. Her uygarlığın kendi adını taşıyan özel ya da karışık üslupları vardır.
Gerçek şekil ve motiflerin karakterini kaybettirmeden basitleştirerek, süslemeyi şematik hale sokmak.
Üstadân-ı Seb'a (Üstadânı Seba)
"Yedi üstad" anlamına gelen bir terimdir. Yâkut-ı Mustasımi ile Ergun Kâmil, Abdullah Sayrafi, Yahyayı Sofi, Mübarekşah-ı Süyufi, Mübarekşah Kutub ve Şeyh Ahmed Sühreverdi adlı öğrencilere hattatlarca bu isim verilmiştir.
Şeyh Hamdullah, oğlu Mustafa Dede, damadı ve öğrencisi Şükrullah, öğrencileri ve halazadeleri Celâl oğlu Muhyiddin ve kardeşi Cemalüddin ile Ahmed Karahisari ve Amasyalı Abdullah Çelebi, Hamdullah tarzı bir okul geliştirmişler ve Osmanhlardaki Üstadân-ı Şeb'a'yı teşkil etmişlerdir.
Uzmanlaşmış, kıymetli bir sanatkâr ve bildiklerini öğreten zat, sanatında usta.
Açıklamalarıyla 1053 Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi
Zemin deri renginde bırakılarak, yalnız kabartma şekillerin, altınlanması suretiyle yapılan şemse.
İsfidaç da denilir. Ahar yapımında da kullanılan beyaz maddedir.
Üstübeç zahmetlice ezildikten sonra Arap zamkı mahlûlü ile karıştırılarak elde edilir. Bilhassa Mushafların süre başlıklarını, altın zemin üstüne yazmakta kullanılır.
1- Arapça'da üzerine konulduğu harfin "e" ya da "a" sesi ile okunmasını sağlayan eğimli düz çizgi şeklindeki işaret, hareke. "Fetha" da denir.
2- Eski yazıda harfleri a, e sesiyle okutmak için harfin altına konulan küçük yatay çizgi.
Halk arasında harekeli yazıya verilen addır.
Kamış kalemin ortası kesik ucunun yazıdan yana olan kısmına verilen ad. Yazandan yana olan kısmına ünsi denir. Nesih, sülüs, rik'a'da vahşi taraf ünsiden dar, divani, kırma ve deşti'de daha geniş, nestalik'te ise ikisi de eşit olur.
Durak, durulacak yer, nokta. Durak ile ilgili bilgilere de bakınız.
Ayetlerin söz başlarına veya sonlarına konan ve nokta görevi yapan tezhipli çiçeklere verilen addır.
Vakfe gülü, gül ile ilgili bilgilere bakınız.
Herhangi bir kütüphane, cami ve benzeri bir kuruma vakıf olarak verilen kitap. Böyle kitaplarda genellikle vakıf mührü bulunur.
Toplumun yararlanması için sonsuz olarak bağışlanmış bulunan ve vakıf şartlarına uygun bir hizmet vermekle yükümlü bulunan kitaplık. Padişah, sultan ve devlet adamlarının kurdukları vakıf kitaplıkların birçoğunun koleksiyonları bugün Süleymaniye Kütüphanesinde bulunmaktadır.
1- İki sahifeden ibaret yaprak manasına gelir. Eskiden yapraklara önlü ve arkalı A ve B sahifelerine numara konmaz, yalnız yaprağın sol üstüne rakam konurdu, daha eskiler rakam da koymaz sol yaprağın başında ilk harf veya kelimeyi sağ yaprağın alt iç köşesine yazarlar ve ciltli olmayan yapraklar karışırsa bundan bulunurdu. Son senelerde bazı kitapların tasnifi esnasında sahifelere de numara konuyor. Lâkin varaklara numara konulmaya da devam edilmektedir.
2- Yaprak, tabaka.
Kâğıt halinde gayet ince hale getirilmiş altın. Daha fazla bilgi için altın varak ile ilgili açıklamalara bakınız.
Varak altın hazırlayan ustalar.
Altın eziciliği.
Kamış kalemlerin iyi cinsinden birine verilen ad.
Diğer Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü