Bir İslam topluluğu olarak kalmak, İslam dininin kurallarına göre yaşamak amacını güdenlerin yolu.
Okuması yazması olmayan.
Askerî bir harekâtın yürütülebilmesi için gerekli birliklerin, her türlü gereçlerin tamamlandığı, teçhizatın toplandığı ve dağıtıldığı merkez olarak seçilen yer.
Altyapı üzerinde oluşan kültür, din, sanat, bilim, felsefe, ülkü, siyasal kurumlar gibi, toplumsal değerleri içine alan genel kavram.
Açıklamalarıyla 1888 Tarih Terimi
XVI . yüzyılda yaşamıi olan İngiliz yazarı Thomas More'un, ideal bir toplumu anlattığı romanının adından gerçekleşmesi olanaksız, çarpıcı, ilginç tasarı ya da düşünce.
Eyerin iki yanından atın karın hizasına doğru sarkan ve hayvana binildiğinde ayakların basmasına yarayan, altı düz demir halka.
Padişahın bindiği atın üzengisini tutar ve yanında yaya olarak yürürdü. 'Rikâbdar' da aynı anlama gelir.
Hristiyanlıkta genellikle belli bir yaşa gelen çocuğa uygulanan, ilk günahı silmek ve Hristiyanlaştırmak amacıyla yapılan işlemdir. Ayin düzeni ve biçimi kiliseler arsında değişmekle birlikte hemen bütün vaftiz ayinlerinde su kullanılır. Ayin papazın "Baba oğul ve kutsal ruh adına seni vaftiz ediyorum" sözleriyle gerçekleşir. Vaftiz ayininin bazı türlerinde vücudun tümü ya da bir bölümü suya sokulur; başka türlerde ise su baştan aşağı dökülür, serpilir ya da damlatılır.
1- Çöllerin su bulunan kısmında oluşan bitkili alan.
2- Çöllerde çoğu kez yüze çıkan yer altı sularının yarattığı tarım veya yerleşme bölgesi.
Yüce Allah'ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde (işlerinde) bir tek olması demektir. O'nun eşi ve ortağı, yardımcısı yoktur; bir ve tektir.
1- Varlığın birliği. Özü gereği var olan tek varlığın Tanrı olduğu düşüncesi. Tanrı'nın varlığı mutlak olması nedeniyle bilinemez. Bütün belirişlerine aşkın olduğu için Tanrı'nın özünü de kavramak olanaksızdır, bu öz ancak çeşitli aşamalardan geçerek dışlaşması durumunda kavranabilir.
2- Yaradan'la yaradılanın bir oluşunu, tek kaynaktan geldiğini savunan tasavvuf görüşü. (Vahdaniyet: Tanrı'nın Birliği)
Dinî inanışa göre Allah tarafından bir düşüncenin ya da buyruğun peygambere bildirilmesi.
Camilerde Müslümanları aydınlatmak için konuşma yapan, dinî öğütler veren kimse. (Vaizin verdiği öğütlere vaaz denir)
Olay.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması.
Hayırlı olay: Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması olayı için kullanılan deyim.
1-Osmanlı İmparatorluğu'nda zamanın olaylarını saptayıp tarihe geçirmekle görevli devlet tarihçisi.
2-Osmanlılarda resmi devlet tarihçilerine verilen unvan. Vakanüvisler kendilerinden önceki dönemler ile ilgili yazılanları derlemek ve kendi dönemlerinde gerçekleşen olayları kaydetmekle görevliydiler. İlk vakanüvis Mustafa Naima Efendi olaylar anlatılırken sosyolojik yorumlara yer verilmesi gerektiğini ileri süren bir tarihçilik anlayışını benimsemiştir.
Olayların günü gününe yazılı olduğu yapıt.
Kendinin olan bir geliri, taşınmazı vb. vakıf olarak vermek, vakıf durumuna getirmek.
Bir vakfın koşullarını belirten belge.
Diğer Tarih Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Tarih Terimleri Sözlüğü