Fiilin karşıladığı oluş ve kılışı, kişinin başkasından duyduğunu, sonradan gördüğünü veya farkında olmadan işlediğini anlatan, içinde şekil ve zaman kavramı taşıyan kip. Türkçede -mış/-muş ekleriyle kurulur.
Herhangi bir olguyu, bir işi, bir durumu duyurmak için yayımlanan yazılı veya sözlü haber, ilan, anons.
Belli bir konu üzerinde belli bir bakış açısı olan, bu bakış açısını ortaya koyan, bunu savunan ve tartışan bir paragraf türüdür. Kısaca, bir düşüncenin başkalarına ulaştırılması amacıyla oluşturulan paragraflara düşünce paragrafı denir. Daha çok makale, fıkra, deneme gibi yazı türlerinde düşünce paragrafları kullanılır. Düşünce paragrafları, genellikle açıklayıcı ve tartışmacı anlatım biçimleriyle kurulur. Bu paragraflarda bir ana düşünce ve bu ana düşünceyi destekleyen yardımcı düşünceler yer alır.
Örnek :
Kişisel gözlemlerin öne çıktığı yazıların getirdiğini, bilimsel araştırmalar getiremez. Aydınlar için çok önemli olan bilimsek araştırmalar, yazarlara yetmez; onlar için kişisel saptamalar çok daha önemlidir. İnsanın insandan alabildiğini; deneylerin sayıların alması olanaksızdır.
Yüklemi sonda olan cümle.
Açıklamalarıyla 596 Türkçe-Dil Bilgisi Terimi
Belirtisiz ve belirtili nesnelere verilen isim.
Dudakların düzleşmesiyle oluşan ünlüler, "a, e, ı, i" ünlüleri.
Küçük ünlü uyumu. Bir sözcükteki ünlülerin ince ve yuvarlaklık özelliklerine görüşen oluşan ses uyumu.
1. Yalnız başına bir anlam taşımayan; ancak, ad ve ad soylu kelimelerden sonra gelerek sonuna geldiği kelime ile cümledeki başka kelimeler arasında anlam ilişkisi kuran, gramer görevli bağımsız kelime: gibi, göre, kadar vb.
2. Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türü, ilgeç.
Yalnız başına bir anlam taşımayan; ancak, ad ve ad soylu kelimelerden sonra gelerek sonuna geldiği kelime ile cümledeki başka kelimeler arasında ilişki kuran, gramer görevli bağımsız kelime: gibi, kadar, için, karşı vb. Yük taş gibi, kurşun gibi ağırdı. (Y.Kemal, Ortadirek, s.387)
1. Cümleye amaç - sonuç, özgürlük, benzerlik, eşitlik, birliktelik, araç anlamı katan ya da sözcük öbekleri cümle içinde edat tümleci görevi yapar. Örnek : Gemiler, güneye doğru yöneldi. (Nereye doğru?) (yön)
2. İlgeçlerle kurulan ve yükleme birlikte oluş, araç, neden, sınırlama vb. anlamlar kazandıran tümleçlere ilgeç tümleci denir.
Edebiyatla ilgili, edebiyata ilişkin.
Gerçek öznesi yerinde olmayan eylem. Türkçede bu eylem - (i) I- bazen de - (i) n- edilgen çatı ekleriyle kurulur.
İşi yapan gerçek bir öznenin bulunmadığı fiillerdir. Bu tür fiillerde özne işi yapan değil, başkasının yaptığı işten etkilenendir. Daha doğru bir ifadeyle edilgen fiillerde özne, pasif durumdadır ve iş onun üzerinde yapılır. Edilgen fiiller, fiil kök veya gövdelerine "-l-" veya "-n-" eklerinin gelmesiyle oluşturulur. Örnek : Taşlıkta çocuk sesleri duyuldu. Çamaşırlar yıkandı.
Arapça bir sözcük olup "bir şeyi iğreti, ödünç alma" anlamındadır. Ya benzeyenle ya da benzetilenle yapılan benzetmedir.
Örnek :
Aslan gibi güçlü bir adamdı. (benzetme)
Soruyu doğru yanıtlayınca "Aslan be!" dedi. (eğretileme)
Sözcük kök ve gövdelerine getirildiğinde onların anlamlarını değiştiren, kimi zaman anlamlarıyla birlikte türlerini değiştiren ya da sözcüklerin cümle içindeki görevini belirleyen hece ve seslerdir.
Sözcüklerin eylem görevinde kullanılmalarına yardım eden, -dir ekinden yararlanılarak çekimi tamamlanan ve olumsuzu "değil" sözcüğüyle kurulan yardımcı eylem.
Eski Türkçede er- yardımcı fiilinin er->ir->i- biçiminde ekleşmesinden oluşan, ad soylu kelimelerin yüklem olarak kullanılmasını sağlayan ve birleşik fiil çekimlerinde de görev alan fiil. Şahıslara göre çekiminde +ım/+um, +sın/+sun, +sınız/+sunuz, dırlar/+durlar şekillerine girer: çalışkan+ım, çalışkan+sın, çalışkan+dır, çalışkan+ız, çalışkan+sınız, çalışkan+dırlar gibi. Ek fiilin olumsuzu değil kelimesi ile kurulur: Eski değildir. Ek fiilin hikaye, rivayet ve şart biçimleri şahıs ekleri ile genişletilmiş -dı/-du, -mış/-muş, -sa ekleri ile kurulur: çalışkan-dım (<çalışkan-i-dim), çalışkan değildim (<çalışkan değil-i-dim) vb.
Sözcük sonuna veya başına ek alan dil.
Cümle içinde kelimeler arasında geçici anlam ilişkileri kurmak veya yeni bir kelime türetmek üzere kök ve gövdelerin sonuna eklenen ses veya seslerden oluşan öge. Dünya dillerinde, ekler, kelimedeki eklenme yerlerine göre ön ek, iç ek ve son ek olmak üzere üç türlüdür. Türkçedeki eklerin hepside son ek türündedir. Ekler görevleri bakımından çekim ekleri ve yapım ekleri olmak üzere ikiye ayrılır.
Genellikle günlük konuşmalarda yer alan ve bazı öğeleri kesilerek söylenip dinleyenin anlayışına bırakılan veya fiili kullanılmadan yargı bildiren cümle.
Diğer Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü