Eyleme eklenerek ona dilek anlamı katan ekler.
Birleşik cümlelerde temel cümledeki oluş ve kılışın gerçekleşmesini tasarlama durumundaki bir dileğe veya şarta bağlayan yardımcı cümle türü. Bu tür cümleler dilek-şart kipi ekleriyle karşılanır: İstanbul'a gitsem, aradığım kitapları bulabilirim. (Y.K.Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından, s.27)
Dilin gönderici tarafından amaçlanan görevleri.
Koşuk bir parçayı meydana getiren satırlardan her biri, mısra
Açıklamalarıyla 594 Türkçe-Dil Bilgisi Terimi
Kitabın veya derginin kişi, konu, yer adı vb. bakımından içindeki yer numarasıyla belirten ve eserin arkasında yer alan alfabetik liste, indeks, fihrist.
Uygur Türkçesi sonra da Hakaniye Türkçesi olarak devam eden Türk dili süreci.
Bir sözün kişi, zaman, anlatıcı değişiklikleriyle aktarılan biçimidir. Bu anlatım biçimiyle kurulan cümlelere daha çok roman, öykü gibi anlatımsal türlerde, olayların yazar tarafından anlatılmasında rastlanır.
Örnek :
En iyi romanlar, bir bunalım döneminde yazılır, der Dostoyevski. (Doğrudan)
En iyi romanların bir bunalım döneminde yazılacağını söylüyor Dostoyevski (Dolaylı)
Turgut Uyar : "Nobel Ödülünü kazanan bu yazarı, en içten dileklerimle kutlarım." Diyor. (Doğrudan)
Turgut Uyar, bir yazısında , Nobel Ödülü kazanan bu yazarı en içten dilekleriyle kutladığını belirtiyor. (Dolaylı)
Kinaye Bilgilerine Bakınız.
1. Eylemin anlamını tümleyen ve yönelme, kalma, çıkma durumlarından birinde bulunan veya ilgeç alan tümleç.
2. Cümlede yüklemin anlamını çeşitli yönlerden tamamlayan ve kesinleştiren; bulunma, yönelme ve çıkma durumunu eklerinden biriyle veya bir edatla birlikte bulunan yalın veya grup durumundaki adın cümle bilgisindeki adlandırılışı. Başka bir anlatımla, bulunma, çıkma ve yönelme durumu ekleri veya bir edat almış bulunan tümleç türü: Mum ışığında başladığım yazıyı lüks ışığında devam ettirdim ve elektrik ışığında bitirdim. (A.N.Asya, Ayın Aynasında, s.72), Nihat masanın üstünden kibriti alarak ayağa kalktı. (P.Safa, Mahşer, s.69),
Bir sözün, dolaylı anlatımda olduğu gibi herhangi bir değişikliğe uğratılmadan, söylendiği gibi verilmesi: "Biliyor musun" dedi; Karşı tarafta bir daire boşalmış, bu sabah kiralık levhası gördüm, eğer hala evden çıkmayı arzu ediyorsan gidip bakabiliriz. vb.
Eylemin "-I, -n" dönüşlülük eklerinden birini almasıyla oluşan ve öznenin kendi yaptığı işin kendine döndüğünü bildiren çatı.
İşi yapan ve yapılan işten etkilenen gerçek bir öznenin bulunduğu fiillere dönüşlü fiil denir. Dönüşlü fiiller, edilgen fiiller gibi "-l-, ve -n-" eklerini alır. Aralarındaki en büyük fark ise şudur : Dönüşlü fiillerin gerçek öznesi vardır, edilgen fiillerde ise sözde öznesi vardır. Örnek : Ali, erkenden uyandı, önce yıkandı, kurulandı, giyindi, sonra yola koyuldu.
geç-in-, aç-ıl-, gir-iş- gibi.
Dönüşlülük gösteren kendim, kendin, kendi, kendisi, kendimiz, kendiniz, kendileri zamirleri.
Dudakların arasından çıkan ünsüzler."b, m, v"gibi ünsüzler.
Kelimeler arasındaki anlamın gerekli kıldığı ses kesintisi: "Dur yolcu/ Bilmeden gelip bastığın bu toprak / Bir devrin battığı yerdir." gibi.
Duraklamak durumu, eylemsizlik.
Adın cümle içinde bulunduğu dil bilgisi şekli; yalın veya eklerle genişletilmiş olarak aldığı geçici durum. Türkçede adlar yalın, yükleme, ilgi, bulunma, yönelme, çıkma ve vasıta durumlarına girerler.
Durum gösterme ekleri: Cümle içinde, adları, başka kelimelerle olan ilişkilerine göre çeşitli durumlara sokan ekler.
Yükleme durumu eki +ı/+u
İlgi durumu eki +(ı)n/+(u)n, +nın/+nun
Yönelme Durumu Eki +(y)a
Bulunma durumu eki +da
Çıkma durumu eki +dan ile karşılanır.
Olayı anlatan kişinin iç dünyasının, duygularının öne çıktığı bir paragraf çeşididir. Yazar duygularını, kimi zaman öyküleyici, kimi zaman da betimleyici anlatım biçimlerini kullanarak okura ulaştırır. Bu tip paragraflarda kişinin iç dünyasına yönelik özellikler, tutkular, davranışlar, ağırlık kazanır.
Örnek :
Daha elli yaşına gelmemiştim; zengindim, ünlüydüm; sağlığım yerindeydi, aklı başında çocuklarım vardı. Birdenbire hayatım duruverdi. Soluk alabiliyor, yiyip içiyor, uyuyordum. Ama yaşamak değildi bu. Hiçbir şey istemiyordum artık. İstenecek bir şey olmadığını biliyordum. Hayat, birinin yaptığı saçma bir şaka gibi geliyordu bana. Kırk yıl boyunca çalış didin, ilerle; sonra da ortada hiçbir şey olmadığını gör.
Duygu değeri taşıyan ünlem.
Öğrenilen geçmiş zaman. Rivayet zaman. İşin önce anlatışın da sonra olduğu ve anlatıcının doğrudan tanık olmadığı geçmiş zaman, "-miş" ekiyle yapılır.
Diğer Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü