Ünlülerin kalınlık-incelik ya da düzlük- yuvarlaklık durumlarına göre bir sözcükte beliren uyum.
1. Ağız kanalında ve diğer ses organlarında bir engelleme, daralma veya kapanmayla ve bir ünlü yardımıyla çıkarılan ses (b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z.)
2. Tek başına seslendirilemeyen, seslendirilebilmek için bir ünlüye ihtiyaç duyan harflere ünsüz denir. Dilimizde 21 ünsüz harf vardır.
1. İç seste yan yana iki ünsüz bulunan yerlerde veya söyleniş bakımından aynı durumda bulunan komşu kelimelerin son ve ön sesleri arasında bazen iki ünsüzden birinin kendisine yakın boğumlanma niteliği taşıyan öteki tarafından büsbütün veya kısmen benzeştirilmesi olayı: kanbur > kambur, çenber > çember, Hatice > Hacca gibi.
2. Sert ünsüzle biten sözcüklerimize (f, h, s, ş, p, ç, t, k) "c, d, g" ünsüzleriyle başlayan bir ek ulandığında eklerin başındaki yumuşak ünsüzler sertleşerek "ç, t, k" ye dönüşür. Buna ünsüz benzeşmesi denir.
Kelime içinde (bir ünsüzden önce), kelime sonunda veya kaynaşma olayı ile iç seste r, n, I, f gibi akıcı ve sızıcı ünsüzler ile y, g, ğ, k, h gibi ünlüleşme ve sızıcılaşarak erime özelliği taşıyan ünsüzlerin kaybolması olayı: büyük+çek>büyücek gibi.
Diğer örnekler: ısıcak>sıcak, dirilik>dirlik, oyuna>oyna, çabukcak> çabucak, rastgele>rasgele
Açıklamalarıyla 594 Türkçe-Dil Bilgisi Terimi
Kelime ön, iç ve son seslerinde, kelimenin aslında olmayan bir ünsüzün türemesi olayı: elbette>helbette, iğit>yiğit gibi.
Türkçe sözcüklerin sonunda bulunan sert sessizlerden (p,ç,t,k) sonra sesli bir harfle başlayan bir ek getirildiğinde bu sert sessizler (b,c,d,g-ğ) ye dönüşür. Buna ünsüz yumuşaması ya da ünsüz değişmesi denir.
Örnek :
kitap-ı değil kitabı ( p harfi b'ye dönüşür.)
bayrak-ı değil bayrağı ( k harfi g'ye dönüşür.)
Tek başlarına söylenemeyen, ancak bir ünlünün yardımıyla söylenebilen seslere ünsüz denir. Türkçe'de 21 ünsüz vardır.
+la vasıta eki almış bir ad ögesinin başka bir ad ögesi ile kurduğu kelime grubu. Öteki kelime gruplarında olduğu gibi, bu grup da bir sıfat-fiil ya da zarf-fiil grubunun kısalmasından oluşmuştur: Çocuklarıyla yakından ilgili bir anne. Vb.
Sözcük içinde bir hecenin, cümle içinde bir sözcük ya da sözcük grubunun diğerlerine göre daha baskılı, kuvvetli söylenmesine vurgu denir. Vurgunun kelime vurgusu, cümle vurgusu, anlam vurgusu ve ünlem vurgusu gibi türleri vardır.
Gösterdikleri kavram ve taşıdıkları anlam bakımından birbirine yakın olan kelimeler: anlaşmak/uyuşmak, darılmak/küsmek/gücenmek/incinmek vb.
Eylemin "neredeyse, az kalsın" anlamını kazandığı "eyazmak" biçimindeki kalıbı.
A'lı zarf-fiil biçimindeki bir esas fiille bu esas fiildeki oluş ve kılışın, istenmediği halde gerçekleşmesine çok yaklaşıldığı kavramını veren yaz- yardımcı fiilinin birleşmesinden oluşmuş tasvir fiili: düşeyazmak, öleyazmak vb.
Adın herhangi bir ek almamış yalın durumu: bal, ev, gönül, işçilik vb.
Bir adın ad durum eklerini almamış biçimi. Yalın ad.
Sözcüklerin ilk konuluş anlamına bağlı olarak zaman içinde kazandıkları yeni anlamlardır. Bu anlama, kullanılış anlamı ya da yan anlam adı verilir.
Örnek :
Çocuk kapıyı sessizce açtı. (açmak : Bir şeyi kapalı durumdan kurtarmak.)
Gömleğinin düğmelerini yarıya kadar açtı. (açmak : Sarılmış, katlanmış, örtülmüş, buruşmuş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak.)
Okulun karşısına bir büfe daha açtı.(açmak : Bir kuruluş, bir işyerini işler duruma getirmek.)
Annem çok güzel baklava açar. (açmak : Kalın bir nesneyi yayarak ince duruma getirmek.)
Komşumuz tıkanan lavaboyu açtı. (açmak : Tıkalı bir şeyi, bu durumdan kurtarmak.)
Fiilimsilerle ya da çekimli bir fiille kurulan ve temel cümleye bağlanan cümleye yan cümle denir. Yan cümleler temel cümlenin (yüklem) bir öğesi olarak görev yapar. Yan cümlecikleri fiilimsiler (isim fiil, sıfat fiil, bağ fiil) ve "-se-, -sa-" şart eki ya da çekimli fiiller oluşturmaktadır.
Örnek :
Atı alan Üsküdar'ı geçti.
Temel cümlenin bir ögesi olan, eylemsiyle kurulan ve kesin bir yargı bildirmeyerek temel cümleyi destekleyen cümle.
Bir soruya yanıt olan ve eylemi olumlu ya da olumsuz biçimde niteleyen zarf.
Doğadaki insan dışı canlı ve cansız varlıkların çıkardığı ses ve gürültüleri taklit yolu ile yansıtan sözler: pat pat, mışıl mışıl, patırda-, civ civ vb.
Doğadaki sesi yansıtan sözcük.
Diğer Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Türkçe-Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü